Hava kararmıştı. Bütün köy korku içindeydi. Olayların ne denli ürkütücü olduğu çocukların gözlerinden okunuyordu. Atılgan, kurumuş çeşmenin oluğunda kalan çamurlu suya kafasını eğdi. Suyun lezzetinden pek hoşnut kalmamış gibiydi. Dinlenmek istercesine çeşmenin kenarına oturdu. Olanlar onu da yormuş, üstlenmiş olduğu sorumluluk da azımsanmayacak derecedeydi. Çeşmenin tam karşısındaki evin ışık yanan penceresinden gözlerini ayırmıyor, arada bir de sokaktan geçen insanlara dikkatle bakıyordu.